çalışmak, çalışmak, çalışmak - Turkish English Dictionary

çalışmak, çalışmak, çalışmak

Meanings of "çalışmak, çalışmak, çalışmak" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Colloquial
çalışmak, çalışmak, çalışmak practice, practice, practice expr.

Meanings of "çalışmak, çalışmak, çalışmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
çalışmak study v.
What has become of that study?
Bu çalışmaya ne oldu?

More Sentences
çalışmak work v.
This work must have support.
Bu çalışma desteklenmelidir.

More Sentences
çalışmak labor v.
They labored day after day.
Onlar üst üste her gün çalıştılar.

More Sentences
ders çalışmak study v.
If she has been studying since 9 o'clock, she will need to take a break.
Eğer saat 9'dan beri ders çalışıyorsa ara vermesi gerekecek.

More Sentences
General
tutmaya çalışmak hold onto v.
Tom held onto the rope.
Tom ipi tutmaya çalıştı.

More Sentences
çalışmak endeavour v.
We must, for example, lend support to those poor countries which are endeavouring to produce cheap AIDS medication.
Örneğin ucuz AIDS ilacı üretmeye çalışan yoksul ülkelere destek vermeliyiz.

More Sentences
serbest çalışmak freelance v.
He's a freelance journalist.
Serbest çalışan bir gazeteci.

More Sentences
çalışmak practise v.
I've been practising karate since I was a child.
Çocukluğumdan beri karate çalışıyorum.

More Sentences
çok çalışmak try hard v.
We all try hard to increase our credit score.
Hepimiz kredi puanımızı yükseltmek için çok çalışıyoruz.

More Sentences
bulmaya çalışmak feel around for v.
He stuck his hand into the pouch, and felt around for one of the stones.
Elini kesenin içine soktu ve yoklayarak taşlardan birini bulmaya çalıştı.

More Sentences
fazla çalışmak overwork v.
I think I am overworked.
Fazla çalıştığımı düşünüyorum.

More Sentences
çalışmak struggle v.
Sami was struggling to save himself.
Sami kendini kurtarmaya çalışıyordu.

More Sentences
birlikte çalışmak team up with v.
How did you team up with Tom?
Tom'la nasıl birlikte çalıştın?

More Sentences
müşteri çekmeye çalışmak tout v.
There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business.
Havaalanında iş için müşteri çekmeye çalışan yüzlerce taksi vardı.

More Sentences
üzerinde çalışmak work on v.
Then Parliament worked on them for a further two years.
Ardından Parlamento iki yıl daha bu yönergeler üzerinde çalıştı.

More Sentences
birlikte çalışmak work together v.
Real savings can only be made if the institutions work together.
Gerçek tasarruf ancak kurumlar birlikte çalışırsa yapılabilir.

More Sentences
harıl harıl çalışmak work hard v.
Scientists are working hard to put an end to AIDS.
Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.

More Sentences
sıkı çalışmak work hard v.
The Commission has met its commitment to work hard on improving its administrative and control practices.
Komisyon, idari ve kontrol uygulamalarını iyileştirmek için sıkı çalışma taahhüdünü yerine getirmiştir.

More Sentences
ikna etmeye çalışmak (mantık yoluyla) reason with v.
Tom tried to reason with Mary.
Tom, Mary'yi ikna etmeye çalıştı.

More Sentences
açıklamaya çalışmak try to explain v.
I shall try to explain what I mean.
Ne demek istediğimi açıklamaya çalışacağım.

More Sentences
çalışmak start up v.
My computer won't start up anymore.
Bilgisayarım artık çalışmayacak.

More Sentences
çalışmak tick v.
The clock is still ticking.
Saat hâlâ çalışıyor.

More Sentences
ısırmaya çalışmak (köpek) snap at v.
The pup snapped at my hand.
Yavru köpek elimi ısırmaya çalıştı.

More Sentences
yapmaya çalışmak try v.
To try to do so would inevitably lead to omissions.
Bunu yapmaya çalışmak kaçınılmaz olarak eksikliklere yol açacaktır.

More Sentences
çalışmak attempt v.
We now need to attempt to resolve the problems that exist.
Şimdi var olan sorunları çözmeye çalışmamız gerekiyor.

More Sentences
çalışmak (ders) study v.
Some preparatory work has been done, but neither of the studies has been started.
Bazı hazırlık çalışmaları yapılmıştır, ancak hiçbir çalışma başlatılmamıştır.

More Sentences
çözmeye çalışmak (bir problemi) tackle v.
We negotiated this in Johannesburg and we are now trying to tackle the problem.
Bu konuyu Johannesburg'da müzakere ettik ve şimdi sorunu çözmeye çalışıyoruz.

More Sentences
çok çalışmak work very hard v.
He has done a good job and clearly worked very hard on this.
İyi bir iş çıkardı ve belli ki bu konuda çok çalıştı.

More Sentences
elde etmeye çalışmak try to get v.
If you are really trying to get the best result, then there are two things you have to do.
Eğer gerçekten en iyi sonucu elde etmeye çalışıyorsanız, yapmanız gereken iki şey vardır.

More Sentences
çalışmak study v.
I offered the Spanish authorities funding or co-funding for an environmental impact study.
İspanyol yetkililere çevresel etki çalışması için finansman veya eş finansman teklif ettim.

More Sentences
taklit etmeye çalışmak emulate v.
Above all, the EU should not try to emulate the United States.
Her şeyden önce AB, ABD'yi taklit etmeye çalışmamalıdır.

More Sentences
çalışmak toil v.
Well, in that Ministry, people toiled to implement the European employment guidelines.
Bu bakanlıkta insanlar Avrupa istihdam kılavuzlarını uygulamak için çalıştılar.

More Sentences
ders çalışmak study v.
A bad cold has kept me from studying this week.
Kötü bir soğuk algınlığı beni bu hafta ders çalışmaktan alıkoydu.

More Sentences
çalışmak serve v.
She serves as the club treasurer.
Kulüp saymanı olarak çalışmaktadır.

More Sentences
çalışmak endeavor v.
She endeavored to do her duty.
O, görevini yapmak için çalıştı.

More Sentences
çalışmak practice v.
Practice this song and memorise the lyrics, then teach them to the students.
Şarkıyı çalış, sözleri ezberle, sonra da çocuklara öğret.

More Sentences
çalışmak labor v.
They labored in the factories.
Onlar fabrikalarda çalıştılar.

More Sentences
çalışmak strive v.
Indeed, the Council is striving to include payment appropriations which correspond to the actual implementation options.
Nitekim Konsey, gerçek uygulama seçeneklerine karşılık gelen ödeme ödeneklerini dahil etmeye çalışmaktadır.

More Sentences
çalışmak function v.
My laptop is not functioning.
Dizüstü bilgisayarım çalışmıyor.

More Sentences
çalışmak try v.
We are, therefore, trying to achieve too much with the European arrest warrant, which is dangerous.
Dolayısıyla Avrupa tutuklama emri ile çok fazla şey başarmaya çalışıyoruz ki bu tehlikeli.

More Sentences
çalışmak run v.
This measure is up and running.
Bu tedbir hazır ve çalışıyor.

More Sentences
çalışmak work v.
We work an unnecessary number of hours on the roads, and the number of accidents is increasing.
Yollarda gereksiz yere saatlerce çalışıyoruz ve kazaların sayısı artıyor.

More Sentences
verimli çalışmak work efficiently v.
A company that does not work efficiently should not be rewarded with an initial generous allocation of rights for free.
Verimli çalışmayan bir şirket, başlangıçta ücretsiz olarak cömertçe bir hak tahsisi ile ödüllendirilmemelidir.

More Sentences
çok ders çalışmak study hard v.
He always studies hard.
Daima çok ders çalışır.

More Sentences
vardiyalı çalışmak work shifts v.
Working shifts can be extremely disruptive to family life.
Vardiyalı çalışmak aile hayatı için son derece yıkıcı olabiliyor.

More Sentences
hatırlamaya çalışmak try to remember v.
Because trying to remember too many words at once can be difficult.
Çünkü çok sayıda kelimeyi aynı anda hatırlamaya çalışmak zor olabilir.

More Sentences
pille çalışmak run on battery v.
This computer runs on batteries.
Bu bilgisayar pille çalışır.

More Sentences
çalışmak operate v.
We're looking for employees who can take initiative and operate independently.
İnisiyatif alabilen ve bağımsız çalışabilen elemanlar arıyoruz.

More Sentences
düzgün çalışmak work properly v.
The air conditioning system does not appear to be working properly.
Klima sistemi düzgün çalışmıyor gibi görünüyor.

More Sentences
değiştirmeye çalışmak try to change v.
We need to try to change that emphasis.
Bu vurguyu değiştirmeye çalışmalıyız.

More Sentences
değiştirmeye çalışmak try to alter v.
Tom, an escaped convict, tried to alter his appearance through plastic surgery.
Kaçak bir mahkum olan Tom, plastik cerrahi yoluyla görünümünü değiştirmeye çalıştı.

More Sentences
kanıtlamaya çalışmak argue v.
There are those who argue that the existence of nuclear weapons has helped to maintain peace.
Nükleer silahların varlığının, barışın sürmesine yardımda bulunduğunu kanıtlamaya çalışanlar var.

More Sentences
düzgün çalışmak function properly v.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly.
Gerekli çerezler, web sitesinin düzgün çalışması için kesinlikle gereklidir.

More Sentences
serbest çalışmak freelance v.
I'm a freelance journalist.
Ben serbest çalışan bir gazeteciyim.

More Sentences
bütün gece çalışmak pull an all-nighter v.
When I was a university student, I always pulled an all-nighter before a test.
Üniversite öğrencisiyken, sınavlardan önce hep bütün gece çalışırdım.

More Sentences
zaman kazanmaya çalışmak play for time v.
Tom was playing for time.
Tom zaman kazanmaya çalışıyordu.

More Sentences
inandırmaya çalışmak reason with v.
How do we reason with Tom?
Tom'u nasıl inandırmaya çalışırız?

More Sentences
çalışmak start v.
We welcome the fact that Europol has finally been able to start work.
Europol'ün nihayet çalışmaya başlayabilmiş olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

More Sentences
emrinde çalışmak work under v.
I would rather starve than work under him.
Onun emrinde çalışmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

More Sentences
çok çalışmak toil v.
Toil and worry caused his health to break down.
Çok çalışmak ve endişe onun sağlığının bozulmasına neden oldu.

More Sentences
ulaşmaya çalışmak try to reach v.
Another ten emigrants drowned yesterday while trying to reach Italy.
Dün İtalya'ya ulaşmaya çalışan on göçmen daha boğuldu.

More Sentences
örtbas etmeye çalışmak cover up v.
Dan tried to cover up his crime.
Dan, suçunu örtbas etmeye çalıştı.

More Sentences
hayatta kalmaya çalışmak try to survive v.
Tom is trying to survive on minimum wage.
Tom asgari ücretle hayatta kalmaya çalışıyor.

More Sentences
uyumaya çalışmak try to sleep v.
Tom tried to sleep, but he couldn't.
Tom uyumaya çalıştı, ama uyuyamadı.

More Sentences
gayretle çalışmak plug away v.
We kept plugging away.
Gayretle çalışmaya devam ettik.

More Sentences
anlatmaya çalışmak try to tell v.
I was trying to tell them that.
Bunu onlara anlatmaya çalışıyordum.

More Sentences
ile yakın çalışmak work closely with v.
It is true that I work closely with Minister Michel, but full metamorphosis has not yet taken place.
Bakan Michel ile yakın çalıştığım doğrudur ancak tam bir metamorfoz henüz gerçekleşmemiştir.

More Sentences
anlamaya çalışmak try to understand v.
It must try to understand because to refuse to do so will contribute to the likelihood that much worse lies ahead.
Anlamaya çalışmalı çünkü bunu yapmayı reddetmek ileride çok daha kötülerinin yaşanması ihtimaline katkıda bulunacaktır.

More Sentences
üstünde çalışmak work on v.
Tom is working on a term paper.
Tom bir dönem ödevi üstünde çalışmakta.

More Sentences
piyano çalışmak practice piano v.
Tom practices piano every day.
Tom her gün piyano çalıyor.

More Sentences
konuşmaya çalışmak try to speak v.
He tried to speak French to us.
O, bizimle Fransızca konuşmaya çalıştı.

More Sentences
pazarları çalışmak work on sundays v.
No one wants to work on Sundays.
Kimse pazarları çalışmak istemez.

More Sentences
uzun saatler çalışmak work long hours v.
Virtually my whole marriage, I've worked long hours.
Neredeyse evliliğim boyunca uzun saatler çalıştım.

More Sentences
Common Usage
köle gibi çalışmak slave v.
çalışmak labour v.
General
grev sırasında çalışmak isteyen işçilere engel olma picketing n.
muhalif olmalarına rağmen birlikte çalışmak zorunda olan kişiler frenemy n.
taviz vermeye zorlamaya çalışmak için müzakereci tarafından bekletilme holdout n.
aynı kurumda çalışmak üzere işe alınan karı koca couple n.
golf atışı çalışmak için uygun saha practice range n.
suda çalışmak plowter n.
çamurda çalışmak plowter n.
suda çalışmak plouter n.
çamurda çalışmak plouter n.
aramaya çalışmak try to find v.
yakalamaya çalışmak clutch at v.
kapmaya çalışmak grasp at v.
gizlenmeye çalışmak take cover v.
durmadan çalışmak hammer away v.
kanıtlamaya çalışmak reason v.
dostluk kurmaya çalışmak cultivate a friendship v.
başkasının yerine çalışmak (geçici bir süre için) substitute v.
iradesini kullanarak bir şeyi gerçekleştirmeye çalışmak will v.
götürü çalışmak do piecework v.
denemeler yaparak bir sonuca varmaya çalışmak tinker v.
geçici bir süre için başkasının yerine çalışmak substitute v.
anlamaya çalışmak work out v.
avara çalışmak run idle v.
aleyhine çalışmak work unfavorably of someone v.
hızlı çalışmak go to town v.
çıkar amacıyla birinin olumsuz bir eğilimini tatmin etmeye çalışmak pander to v.
birinin altında çalışmak work under someone v.
rölantide çalışmak idle v.
ortalığı yatıştırmaya çalışmak pour oil on troubled waters v.
bir işte sebatla çalışmak peg away at v.
bir şeyi tamir etmeye çalışmak (tamirci olmayan biri) tinker v.
çok çalışmak bang away v.
çalışmak (motor) start v.
motor vb çalışmak fire v.
yerine çalışmak spell v.
fazla çalışmak burn the candle at both ends v.
gözünü dört açıp çok çalışmak hustle v.
çok çalışmak work like a demon v.
harıl harıl çalışmak work like hell v.
kandırmaya çalışmak chat v.
teşrifatçı olarak çalışmak emcee v.
elle tutmaya çalışmak grab at v.
harıl harıl çalışmak plug away v.
enerjik bir şekilde çalışmak be going strong v.
köle gibi çalışmak drudge v.
ikna etmeye çalışmak reason v.
devlet çeşitli yatırımlarla ekonomiyi canlandırmaya çalışmak prime the pump v.
harıl harıl çalışmak plug v.
harıl harıl çalışmak dig v.
memur olarak çalışmak clerk v.
sözü getirmeye çalışmak lead up to v.
kusmaya çalışmak retch v.
dostluk kurmaya çalışmak cultivate v.
çalışmak (makine) function v.
kendi dinine çevirmeye çalışmak proselytize v.
ıkına sıkına çalışmak toil at v.
elde etmeye çalışmak make a bid for v.
sıkı çalışmak buckle down v.
çalışmak (denemek) attempt v.
sabaha/geç vakte kadar çalışmak lucubrate v.
baştan çıkarmaya çalışmak solicit v.
motor boşta çalışmak be in neutral v.
boşta çalışmak idle v.
isteksizce çalışmak plod v.
harıl harıl çalışmak work like a beaver v.
üzerinde sebatla çalışmak plug away at v.
bir sorunu parayla çözmeye çalışmak throw money at something v.
tam kapasiteyle çalışmak work at peak capacity v.
kendine layık olmayan bir işte çalışmak prostitute oneself v.
kazanmaya çalışmak seek v.
geçici olarak bir işte çalışmak fill in v.
doğru yoldan saptırmaya çalışmak tempt v.
bulmaya çalışmak feel about for v.
elde etmeye çalışmak jockey for v.
kötü bir durum karşısında idare etmeye çalışmak make the best of a bad situation v.
görevli olarak çalışmak staff v.
sırayla çalışmak rotate v.
aramaya çalışmak check for v.
yapmaya çalışmak endeavor v.
çok çalışmak slog v.
harıl harıl çalışmak hum with activity v.
ıkına sıkına çalışmak toil over v.
ikna etmeye çalışmak lay siege to v.
hevesini kırmaya çalışmak throw cold water over v.
tutmaya çalışmak hang onto v.
dikkatsiz bir biçimde çalışmak scant v.
eşek gibi çalışmak slave v.
köle gibi çalışmak slave v.
başkasını kendi dinine çevirmeye çalışmak proselyte v.
kafası çalışmak have a quick mind v.
özensiz çalışmak scant v.
protokol yetkilisi olarak çalışmak emcee v.
benzerini veya daha iyisini yapmaya çalışmak emulate v.
belirli bir hocanın nezaretinde çalışmak veya okumak study under v.
elde etmeye çalışmak bid v.
ağzıyla yakalamaya çalışmak bob v.
çok çalışmak mug up v.
çalışmak (bir beceriyi/ yeteneği geliştirmek için) practice v.
birine bir şeyi ısrarla vermeye çalışmak press something upon someone v.
çok çalışmak swot v.
elde etmek için bütün gayretiyle çalışmak gun for v.
sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek keep something on the back burner v.
birisini ikna etmeye çalışmak work on v.
bir yarışta daha avantajlı bir yere geçmeye çalışmak jockey for position v.
çözmeye çalışmak puzzle over v.
birinin yerine çalışmak fill in for v.
terfi kazanmaya çalışmak buck for v.
eksiksiz çalışmak perform fully v.
çalışmak (makine vb) run v.
beraber çalışmak pitch in v.
bir şeyi düzeltmeye çalışmak tinker v.
çalışmak (makine/aygıt) be on v.
elde etmeye çalışmak try for v.
kötü çalışmak malfunction v.
ile temas etmemeye çalışmak stand clear of v.
harıl harıl çalışmak hum v.
boğaz tokluğuna çalışmak work for one's board v.
çok sıkı çalışmak work one's tail off v.
tamir etmeye çalışmak tinker with v.
köle gibi çalışmak slave away v.
bir şeyin anlamını bulmaya çalışmak puzzle something out v.
birisi için çalışmak be in the employ of v.
alışmaya çalışmak try to become familiar with v.
rölantide çalışmak tick over v.
şüphelerini ve endişelerini tekrar gidermeye çalışmak reassure v.
asıl işinden başka bir işte de çalışmak moonlight v.
zam almaya çalışmak buck for v.
iyimser olmaya çalışmak look on the bright side v.
çok çalışmak bone up on v.
işbirliği içerisinde çalışmak interoperate v.
birisini etkilemeye çalışmak tamper with v.
tutmaya çalışmak grab at v.
yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak curry favor with v.
çalışmak go v.
demeye çalışmak lead up to v.
birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak press something on someone v.
savsaklamaya çalışmak stall v.
menetmeye çalışmak obstruct v.
büyük bir gayretle çalışmak go to town v.
yerine çalışmak (geçici bir süre için başkasının) substitute v.
bahçede çalışmak garden v.
çok çalışmak mug v.
aleyhine çalışmak work against v.
vurmaya çalışmak aim v.
vızır vızır çalışmak hum v.
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak be strange bedfellows v.
anlamaya çalışmak size up v.
elde etmeye çalışmak (zam/terfi vb'ni) buck for v.
göze batmamaya çalışmak lie low v.
ağzıyla kapmaya çalışmak snap at v.
yerine çalışmak stand in v.
alışmaya çalışmak try to get used to v.
gece yarısına kadar çalışmak burn the midnight oil v.
birinin gözüne girmeye çalışmak ingratiate oneself with someone v.
kapmaya çalışmak snatch at v.
elde etmeye çalışmak woo v.
çok çalışmak slog away v.
bir şeyi çözmeye çalışmak puzzle something out v.
yasal yollardan elde etmeye çalışmak prosecute v.
çalışmak labour v.
analog çalışmak operate analogously v.
çıkarmaya çalışmak seek v.
kalıntılarından eski durumunu anlamaya çalışmak reconstruct v.
ağır nota çıkarmaya çalışmak pick out v.
karar vermeyerek zaman kazanmaya çalışmak temporize v.
azimle çalışmak work with determination v.
var gücüyle çalışmak pull out all the stops v.
vardiya ile çalışmak work in relays v.
ırgat gibi çalışmak toil v.
ırgat gibi çalışmak slave v.
anlamaya çalışmak plumb v.
az paraya çalışmak sweat v.
sıkı çalışmak knuckle down v.
harıl harıl çalışmak beaver away v.
ücretle çalışmak hire oneself out v.
çözmeye çalışmak tackle v.
ayartmaya çalışmak tempt v.
elde etmeye çalışmak go for v.
bir işte şevksiz bir şekilde çalışmak plod away at v.
azimle çalışmak work determinedly v.
ağır çalışmak plod v.
ısırmaya çalışmak snap v.
bir yolunu bulmaya çalışmak see about v.
tekrar çalışmak rework v.
hafif bir hırıltıyla çalışmak (makine) throb v.
hızlı çalışmak (motor) race v.
gerçekleştirmeye çalışmak pursue v.
dikkatleri üstüne çekmemeye çalışmak efface oneself v.
oyalamaya çalışmak stall v.
olanaksız şeyi bulmaya çalışmak look for a needle in a haystack v.
birlikte çalışmak interoperate v.
alışmaya çalışmak try to become familiar v.
çalışmak (iş vb) labor v.
çok sıkıcı bir işte çalışmak slog away at a work v.
ağır çalışmak sweat v.
çalışmak ply v.
durup dinlenmeden çalışmak burn the candle at both ends v.
çok çalışmak work up a sweat v.
çalışmak (mekanizma) catch v.
kazanmaya çalışmak cultivate v.
pedalla çalışmak treadle v.
birlikte çalışmak cooperate v.
dışarıda çalışmak work in the field v.
istediği saatlerde çalışmak work flextime v.
istediği saatlerde çalışmak have flextime v.
tatil zamanları çalışmak work unsocial hours v.
verimli çalışmak work productively v.
verimli çalışmak work effectively v.
kandırmaya çalışmak chat somebody v.
zor duruma düşmekten korunmaya çalışmak run for cover v.
yoğun çalışmak study intensively v.
sıkı çalışmak work intensively v.
sıkı çalışmak study intensively v.
yoğun çalışmak work intensively v.
yoğun çalışmak work hard v.
gözüne girmeye çalışmak make up to someone v.
gözüne girmeye çalışmak play to v.
canla başla çalışmak put all of one's efforts in a job v.
canla başla çalışmak put one's heart and soul in doing something v.
canla başla çalışmak work heartily v.
açıklamaya çalışmak try to make (something) clear v.
çok yoğun çalışmak work intensively v.
çare bulmaya çalışmak try to find an answer v.
dikkatini çekmeye çalışmak try to pull one's attention v.
çok yoğun çalışmak study intensively v.
çare bulmaya çalışmak try to find a solution v.
çare bulmaya çalışmak try to find a remedy v.
dikkatini çekmeye çalışmak try to take one's attention on v.
dikkatini çekmeye çalışmak try to draw one's attention v.
çok yoğun çalışmak work hard v.
çok yoğun çalışmak study hard v.
doğru çalışmak operate properly v.
doğru çalışmak work honestly v.
düzenli çalışmak work systematically v.
düzenli çalışmak work methodically v.
düzenli çalışmak study systematically v.
düzenli çalışmak study methodically v.
anlaşmaya çalışmak try to get along with (someone) v.
lpg'yle çalışmak run on lpg v.
anlaşmaya çalışmak try to reach an agreement v.
mazotla çalışmak run on diesel v.
peşin çalışmak work cash in hand v.
aniden yakalamaya çalışmak catch at v.
hastanede çalışmak work at the hospital v.
zararına çalışmak work at a loss v.
vardiya olarak çalışmak work shifts v.
vardiya usulü çalışmak work shifts v.
lpg ile çalışmak run on lpg v.
zararına çalışmak operate at a loss v.
pille çalışmak be powered by battery v.
özveriyle çalışmak work devotedly v.
pille çalışmak use battery v.
koordineli çalışmak work coordinately v.
pille çalışmak work on battery v.
stajyer olarak çalışmak work as an intern v.
benzinle çalışmak run on gasoline v.
maaşla çalışmak be employed on a salary basis v.
maaşla çalışmak work on a salary basis v.
maaşlı çalışmak be employed on a salary basis v.
maaşlı çalışmak work on a salary basis v.
maaşla çalışmak work for a salary v.
maaşlı çalışmak work for a salary v.
genelevde çalışmak work in a brothel v.
işbirliği içinde çalışmak work cooperatively v.
işbirliği içinde çalışmak work in cooperation v.
atlatmaya çalışmak try to recover v.
atlatmaya çalışmak try to overcome v.
kadavrada çalışmak dissect v.
kamuda çalışmak work in the public sector v.
gemide çalışmak work in a ship v.
başarmaya çalışmak try to succeed v.
övgü almaya çalışmak fish for compliment v.
tam kapasiteyle çalışmak work in full capacity v.
tam kapasite ile çalışmak run in full capacity v.
tam kapasite ile çalışmak work in full capacity v.
tam kapasite ile çalışmak operate in full capacity v.
tam kapasiteyle çalışmak operate in full capacity v.
tam kapasiteyle çalışmak run in full capacity v.
tutmaya çalışmak grasp at v.
sistemli çalışmak work systematically v.
koordinasyonlu bir biçimde çalışmak work in a coordinated manner v.
sistemli çalışmak study systematically v.
uzun zaman çalışmak work for a long time v.
uzun süre çalışmak work for a long time v.
laik düzeni yıkmaya çalışmak try to destroy the secular order v.
laik düzeni yıkmaya çalışmak threaten to unravel the secular order v.
dikkat çekmemeye çalışmak keep a low profile v.
dikkat çekmemeye çalışmak avoid drawing attention v.
aldatmaya çalışmak come the raw prawn v.
birine bir şeyi zorla benimsetmeye çalışmak shove down one's throat v.
birine bir şeyi zorla benimsetmeye çalışmak ram it down one's throat v.
inandırmaya çalışmak assure v.
sorunsuz çalışmak function properly v.
gözüne girmeye çalışmak court v.
sınav için çok çalışmak cram v.
(motor) boşta çalışmak idle v.
eşek gibi çalışmak work one's fingers to the bone v.
eşek gibi çalışmak work like a horse v.
canla başla çalışmak work one's fingers to the bone v.
biri kadar başarılı olmaya çalışmak emulate v.
kazanmaya çalışmak go after v.
vücut çalışmak body-build v.
yarımgün çalışmak do part-time work v.
serbest çalışmak free-lance v.
yarımgün çalışmak work part-time v.
birlikte çalışmak collaborate v.
birlikte çalışmak concur v.
birlikte çalışmak coordinate v.
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak check out v.
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak check up on v.
doğru olup olmadığını öğrenmeye çalışmak check on v.
düzeltmeye çalışmak tinker with v.
itiraz edip yanlış olduğunu ispatlamaya çalışmak contest v.
kurnazlıkla elde etmeye çalışmak angle for v.
yaranmaya çalışmak make up to v.
gözüne girmeye çalışmak make up to v.
birlikte çalışmak muck in v.
sınırlı araçlarla çalışmak work with limited means v.
anlam çıkarmaya çalışmak read into v.
gitgel hareketiyle çalışmak reciprocate v.
emrinde çalışmak be employed in the service of v.
devirmeye çalışmak subvert v.
kazandıklarını geliştirmeden korumaya çalışmak rest on one's laurels v.
birlikte çalışmak team up v.
ile birlikte çalışmak team up with v.
(motor vb) en düşük hızda çalışmak turn over v.
el altından çökertmeye çalışmak undermine v.
kaçmaya çalışmak make an attempt to escape v.
ilan yoluyla bulmaya çalışmak advertise for v.
sinsice girmeye çalışmak insinuate oneself into v.
sinsice tavlamaya çalışmak insinuate oneself into v.
sinsice sızmaya çalışmak worm one's way into v.
sinsice gözüne girmeye çalışmak insinuate oneself into v.
sinsice tavlamaya çalışmak worm one's way into v.
sinsice gözüne girmeye çalışmak worm one's way into v.
sinsice tavlamaya çalışmak ingratiate oneself with v.
sinsice girmeye çalışmak worm one's way into v.
sinsice gözüne girmeye çalışmak ingratiate oneself with v.
sinsice sızmaya çalışmak insinuate oneself into v.
birisinin altında çalışmak work under someone v.
ne olduğunu anlamaya çalışmak get a fix on v.
çözmeye çalışmak get a fix on v.
(işte) çok çalışmak do a hard day's work v.
dikkat çekmemeye çalışmak avoid attracting attention to yourself v.
öğretmen olarak çalışmak work as a teacher v.
sınava çalışmak study for an exam v.
iyi çalışmak perform well v.
parça başına çalışmak work by job v.
parça başına çalışmak work by the piece v.
üzerine çalışmak work on v.
dur durak bilmeden çalışmak plug away v.
birisine yaranmaya çalışmak shine up to someone v.
gece geç saatlere kadar çalışmak work or study late into the night v.
sürekli çalışmak plug away v.
gece geç saatlere kadar çalışmak work until very late v.
çok fazla ders çalışmak mug up v.
zor şartlar altında çalışmak work under harsh conditions v.
zor şartlar altında çalışmak work under hard conditions v.
zor şartlar altında çalışmak work under difficult conditions v.
birbirlerine ulaşmaya çalışmak try to reach each other v.
birbirine ulaşmaya çalışmak try to reach each other v.
proje bazlı çalışmak work on project basis v.
proje tabanlı çalışmak work on project basis v.
müşteriyi daha pahalı olanı satın alması için ikna etmeye çalışmak upsell v.
çatısı altında çalışmak work under the umbrella of v.
üzerinde çalışmak study on v.
üstünde çalışmak study on v.
günü gününe ders çalışmak study daily v.
günü gününe çalışmak study daily v.
son süratle çalışmak work at high pressure v.
hummalı bir şekilde çalışmak work at high pressure v.
ile birlikte çalışmak work together with v.
ile birlikte çalışmak work with v.
geç saatlere kadar çalışmak work until late v.
geç saate kadar çalışmak work until late v.
sakin kalmaya çalışmak try to stay calm v.
sükunetini korumaya çalışmak try to stay calm v.
turist vizesiyle kaçak çalışmak work illegally on a tourist visa v.
birinin emrinde çalışmak work under someone v.
konfeksiyonda çalışmak work in a clothing store v.
düzen içinde çalışmak work in order v.
düzen içinde çalışmak study in order v.
nefes almaya çalışmak gulp for air v.
nefes almaya çalışmak gasp for air v.
dergide çalışmak work in a magazine v.
gazetede çalışmak work in a newspaper v.
çok çalışmak cram v.
çok çalışmak drum v.
sınava çalışmak drum v.
özveri ile çalışmak work selflessly v.
özveri ile çalışmak work devotedly v.
özveriyle çalışmak work selflessly v.
asgari ücretle çalışmak work minimum wage v.
bir şey üzerinde çalışmak hard at something v.
geç saate kadar çalışmak work late v.
bağımsız çalışmak work freelance v.
serbest çalışmak work freelance v.
yeni bir şey üzerinde çalışmak work on something new v.
yeni bir albüm üzerinde çalışmak work on a new album v.
birinin hayatını kontrol altına almaya çalışmak try to control one’s life v.
bir dava üstünde çalışmak work on a case v.
biraz para kazanmaya çalışmak try to make some money v.
bir butikte çalışmak work in a boutique v.
radyoloji'de çalışmak work in radiology v.
avukat olarak çalışmak work as a lawyer v.
birini zehirlemeye çalışmak try to poison someone v.
vücut çalışmak work out v.
bir şey üzerinde çok çalışmak work hard at something v.
bir şey için çalışmak labor for something v.
bir şey için çalışmak work for something v.
zaman kazanmaya çalışmak stall for time v.
vakit kazanmaya çalışmak stall for time v.
(bir şeyin) doğruluğuna inandırmaya çalışmak make someone believe that something is true v.
tüm gece çalışmak work all night v.
komik olmaya çalışmak try to be funny v.
bir sorunu çözmeye çalışmak try to solve a problem v.
bir problemi çözmeye çalışmak try to solve a problem v.
bir problemi çözmeye çalışmak address a problem v.
deney üzerinde çalışmak work on experiment v.
geçici işçi olarak çalışmak temp v.
özel bir hastanede çalışmak work in a private hospital v.
özel bir şirkette çalışmak work in a private company v.
...tedavisi alanında çalışmak work in the field of treatment v.
radyoda çalışmak work in radio v.
konuşması üstünde çalışmak work on one's speech v.